19 Eylül 2011 Pazartesi

nimet

Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berakatuhu.

Esteuzu billah.
Cenab-ı hak buyuruyor ki:
((Eyahsebül insanü en yütrake süden))
“ insan zannediyor mu ki başı boş bırakılır” (kıyame suresi:36)
Yani insan, başı boş bırakılmış istediği gibi yaşar, demek değildir. İstediği gibi yaşamaya da hakkı yoktur. İyi bilmemiz gerekir ki bizim Rabbimiz vardır ki bütün kainatın Rabbidir,bütün kainatın yaratıcısıdır, birdir, şeriki ve neziri (ortağı ve benzeri) yoktur.bütün hallerde, her daim ve her zerresiyle beraberdir. Mekanda değil, mekandan münezzeh olduğu halde beraberdir.

Bir ayeti kerimede şöyle buyrulmaktadır:
((…Ve hüve meaküm eynema küntüm…))
“Nerede olursanız olun o (Mevla) sizinle beraberdir.”
(Hadid suresi:4’den)

O halde bizlerin neler yapması gerekmektedir.? Kur’an-ı Kerim’in ayetleri gereğince yaşamaya çalışmamız gerekiyor. Ve nice vazifelerimiz vardır...
Şimdi bir ayeti kerimede buyruluyor ki.
((Felyenzurul insanü ila daamih))
“insan yediği yemeye baksın”
(abese suresi:24)
Bu emir bizi yoktan var eden ve sayısız nimetlerle bizi kuşatan Rabbimizden geliyor. Ne kadar farklı!!! Bizler ne kadar özeliz!!her insan yediği yemeğe bakar ama Rabbimizin istediği bakmamız öylemidir? Ya nasıl bakmak? “Bu yemekleri benim önüme kim gönderdi” diye düşünmemizdir değimli!?

Bunları düşüneceğiz en azında düşünmeye çalışacağız. Önümüzde türlü türlü nimetler var. Ekmek var, domates var, elma var, portakal var. Bunların şekilleri başka, renkleri başka, tatları başka. Her biri nereden gönderildi? Belki dünyanın bir ucundan geldi. Ama rast gele gelmedi MEVLA Tealla Hz o yiyeceklri ve içecekleri hususiyle bize ayırdı.

Yiyecekler gönderildiği yerden bize gelinceye kadar kimse onu yiyemedi, içemedi. Zaten kimse kimseni rızkını yiyemez. Bu nedenle rızık için endişelenmemeli, harama luzum yok, helalinden yemeli. Meşayıh-ı ızamdan birisine: “ yemek yerken her aza bir işle meşgul kalp ne ile meşgul?” diye sorulunca “Zikrullah ile” cevabını verir.

Burada zikrullah ism-i şeifini tekrarlamak değildir. Peki nedir? “Bu gıdaları RABBİM Teala ve Tekaddes hazretleri önüme koydu.” Bunu hatırlamaktır. Her yere ve hâle göre zikir vardır.

Resulullah (s.a.v) bir hadisi şerifinde buyurmaktalar ki,
(-Tefekkürü saatin hayrun min ibadeti seneti-)
“ Bir saat tefekkür etmek bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır.” işte bunları düşünmemiz, düşünmeye çalışmamız tefekkür etmektir.
Hatta bir rivayette: (evsebği ne seneten) “yetmiş sene” ibadetten daha hayırlıdır.
Mevlam tefekkürden ayırmasın..
saygılarımla, vesselam.. 

Ahmet Tarık
.....

















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder